wlogo

Blog

Brexit’in Birleşik Krallık Ekonomisi ve Küresel Siyaset İçin Önemi; 

Avrupa’nın gündemini uzun yıllardan beri meşgul eden ve Brexit olarak adlandırılan durum; İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması. Bu durum ilk başlarda toplumun büyük kesimi tarafından tepkilere sebep olsa da hükümet 2016 yılında yaptığı referandum ile %52’lik oy alarak toplumun yarısından fazlasını arkasına almayı başardı. Şimdi sıra zorlu Avrupa Birliği müzakerelerini minimum ticari zarar ile antlaşma haline getirebilmek.

40 yıldan fazladır süren bu ticaret zincirinin %18 ini tek başına karşılayan bir devlet olarak ayrılmak hiçte kolay değildir. Fakat bu durum artık İngiltere’nin, kar-zarar hesabı yapmasına sebep olmuştur.

Bildiğimiz üzere İngiltere, coğrafi konumu ve geçmişi gereğince dünyanın en büyük pazarı olan Avrupa Birliğinin ticari ortağıdır. Ticari olarak zengin bir coğrafyada olmasına rağmen bölgesinde sınırlı kalmayan Birleşik Krallık, Kanada’dan Avustralya’ya çok geniş bir ticaret ağına sahiptir.

AB’den ayrılması ile oluşabilecek ticari kayıpların ve maliyetleri en aza indirebilmesi adına AB ile yapılan müzakerelerde karşılıklı olarak pozitif sonuçlar alma taraftarı olunmuştur. Bu tutum dünya ülkelerinin tümünü hacmi fark etmeksizin etkileyecektir.

Bu hususta ilk ticari antlaşmasını prensipte anlaşarak 11 Eylülde Japonya ile yapmıştır. Yapılacak ticaretin %99 unun vergisiz olacağı konusunda da mutabakat sağlanmış olup bu durum uzun vadede iki ülkenin ithalat kalemlerinin çeşitliliğine etki edeceği muhtemeldir.

Brexit için kısa bir sürenin kaldığı bugünlerde, TİM’in yayınladığı verilere göre Türkiye ile 2019 yılı itibari ile 416,36 milyar dolarlık ticaret hacmi olan İngiltere hükümetinin, karlı ticaret ilişkisinin üst seviyede kalarak devam etmesi ve olası kayıpları en aza indirmesi adına Türkiye ile kapsamlı bir ticaret antlaşması imzalaması büyük önem arz ekmektedir.

İki ülke arasındaki ticaret ağı bu şekilde iken Brexit ve son günlerde bir hayli başvuru yapılan Ankara Antlaşması’ndan kaynaklanan bazı düzenlemeler sebebi ile iki ülke vatandaşları için ortaya çıkabilecek bazı sosyal ve toplumsal riskler bulunmaktadır. Antlaşma ile yerleşim hakkına sahip olan yatırımcıların Brexit sonrası antlaşmanın son bulacağı endişesinden dolayı mevcut haklarının da ellerinden alınacaklarını düşünmektedirler. İngiltere hükümeti Birleşik Krallık topraklarında bu sayede ikamet eden potansiyel Türk yatırımcı nüfusunu da göz önünde bulundurarak yapılacak ikili görüşmelerde bu konuyu da gündemi yapmalıdır. Yatırımcıların

Birleşik Krallığa yatırım ve ihracat yapmak isteyen ve mevcut ticaretini sürdürmek isteyen Türk yatırımcıların, şirketlerinin Brexit sürecinde sıfır kayıp ile atlatmaları, Birleşik Krallıktaki piyasa analizlerinin yapılması ve sürdürülebilirliğin analizinin yanı sıra bu süreçte Ankara Antlaşması ile yatırımcı vizesi ile oturuma sahip olmak isteyen yatırımcıların yeni kurulacak şirketlerin tüm kurulum hizmetlerinin gerçekleştirilmesi, danışman atanarak temsilcilik oluşturulması ve oluşturulan bu temsilciliklerde ithalat ve ihracata dair tüm görüşmelerin gerçekleştirilerek marka bilinirliği arttırılması ile birlikte tüm Avrupa taleplerinin karşılanmasına yönelik ikili görüşmelerin sağlanarak organize edilmesi adına ATAK şirketler grubu olarak faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörler gibi bu ticari yatırım ve faaliyetlerinizde de sizlere özel ve kaliteli hizmet ve sağlayarak şirketinize dış güç oluyoruz. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın büyük ölçüde hibe ve teşvikleri bulunmaktadır. Bu teşvikler içerisinde sizlere uygun olanların başvuru süreçlerini takip edip masraflarınızın minimize edilmesine önemli ölçüde katkılar sağlıyoruz.